16 Eylül 2008 Salı

Ahiska Türkleri vatanlarına döndürülmeli


Türkiye sınırına sadece 15 km. uzaklıkta bulunan Ahıska, 1068’de Alparslan tarafından fethedilen ve hâlen Gürcistan topraklarında bulunan bin yıllık bir Türk Yurdu’dur. Aslında Ahıska’da, İslâm öncesi dönemlerde de Sakalar, Masagetler, Hunlar, Kıpçaklar, Alanlar, Savurlar gibi çeşitli Türk toplulukları yerleşmiştir.Niyetimiz, kimsenin toprağında hak iddia etmek veya Gürcistan’ın zor durumunu fırsat bilip hukuksuz talepte bulunmak değildir. Lâkin, kendi insanımızın tarihî ve hukukî haklarına da kayıtsız kalmamalıyız. SSCB’nin 31 Temmuz 1944 gün ve 6279 sayılı Devlet Savunma Komitesi’nin gizli kararıyla, 5 şehir ve 208 köyden 115 bin Ahıska Türkü, aslen Gürcü olan Stalin’in emriyle, yerlerine Gürcülerin yerleştirilmesi için topyekûn sürgüne gönderildi. Ahıska Türkleri, hayvan taşımak için kullanılan her tarafı kapalı tren vagonlarında Sibirya’ya ve Orta Asya steplerine doğru yola çıkarıldılar. Bu sürgün sırasında yarısı hayatını kaybetti. Ayrıca, Rus ordusu saflarında 2. Dünya Savaşı’na katılan 40 bin Ahıska’lı Türk’ten 25 bini öldü; kalan 15 bini de sürgüne yollandı.Ahıska Türkleri, Anadolu Türklüğü’nün uzantısıdır. Bir Ahıska Türkü ile Kars’lı, Ardahan’lı, Erzurum’lu bir Türk’ün arasında hiçbir kültürel fark göremezsiniz. Bugün Ahıska Türkleri, ağırlıklı olarak Özbekistan’da ve Orta Asya’nın diğer bölgelerinde yaşamaktadır. Hâlen, sayıları 300 bin civarında olan Ahıska Türkleri, Gürcistan’daki anavatanlarının özlemiyle, yersiz, yurtsuz sürünmeye devam ediyorlar.Merhum Özal ile birlikte Ahıska Türkleri ile yakından ilgilenmiş ve bir kısmının Türkiye’de iskân edilmesini sağlamıştık. Ne yazık ki, bürokrasinin direnişi yüzünden daha fazlasını yapamadık.***Gürcistan, Avrupa Konseyi’ne üyelik için başvurduğunda, Avrupa Konseyi, Ahıska Türkleri’nin yurtlarına dönmeleri şartını koymuştu. Gürcistan, buna resmen rıza gösterdi ve 2008 yılı sonuna kadar Ahıska Türkleri’ni vatanlarına döndürmeyi taahhüt etti. Ancak, yılın yarıdan fazlasının tamamlanmasına mukabil, henüz Gürcistan yönetiminin bu konuda herhangi bir faaliyeti görülmüyor. Hâlen bu bölgede, Stalin tarafından yerleştirilen Gürcüler ile sonradan iskân edilen Ermeniler bulunuyor. Bu gruplar kendi bölgelerine gönderilebilir veya Ahıska Türkleri’ne devlet arazileri tahsis edilebilir. Her ne şekilde olursa olsun, bu meselenin daha fazla mağduriyete yol açmadan halledilmesi lâzımdır.***Başbakan Erdoğan’ın Kafkaslar’daki arabulucu rolünü, aktif siyasetini ve başarılı Rusya seyahatini takdirle karşılıyoruz. Dünkü Hürriyet Gazetesi’nin de yazdığı gibi, arabuluculuğa soyunan Sarkozy, Erdoğan’ın gölgesinde kalmış ve Türkiye, Kafkasya’da ‘başrol’ oyuncusu olduğunu göstermiştir.Erdoğan’ın bu aktif diplomasiyi, Ahıska Türkleri’nin vatanlarına döndürülmelerinin sağlanması konusunda da göstermesini bekliyoruz.

HASAN CELAL GÜZEL http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=YazarYazisi&ArticleID=893682&Yazar=HASAN%20CELAL%20GÜZEL&CategoryID=97

Ahıskalı'larda yılın aylarının isimleri

Türkçede : Ahıskalılarda:

1.Ocak- Zemheri

2.Şubat- Gücük

3.Mart- Mart

4.Nisan- Abril.

5.Mayıs- Mayıs.

6.Haziran- Kiraz ayı

7.Temmuz- Orağ aı

8.Ağustos- Harman ayı

9.Eylül- Bögrüm ayı

10.Ekim- Şarab ayı

11.Kasım- Koç ayı

12.Aralık- Karakış

14 Eylül 2008 Pazar

Ahıska türklerinin tarihdeki yeri


1578 yılından 1828 Rus işgaline kadar Anadolu'dan bölgeye yerleştirilen ve Anadolu Türklüğü'nün ayrılmaz bir parçası olan Ahıska Türkleri'nin asıl vatanı bugünkü Gürcistan Cumhuriyeti'nin toprakları içinde kalan ve Türkiye ile komşu olan Ahıska, Ahılkelek, Aspinza, Adıgen ve Bogdanovka vilayetleridir. Buraya yerleşen Türkler'e Ahıska Türkleri denmesinin sebebi ise bu vilayetleri içine alan bölgenin coğrafi isminin Ahıska olmasından ileri gelmektedir. Son 70 yılda 3 defa sürgüne uğrayan ve 1944 yılında kanlı diktatör Stalin'in hışmına uğrayan ve sürgüne tabi tutulan bir Türk grubu da Ahıska Türkleri'dir. Ahıska Türkleri bu kanlı sürgünde SSCB'nin birçok bölgelerine dağıtılmışlar ve binlerce şehit vermişlerdir.Ahıska Türkleri bugün 13 Cumhuriyetin 264 değişik bölgelerinde yaşamaktadırlar. Rusya Federasyonunu 28 yerleşim biriminde 70 bin, Kazakistan'da 145 bin, Azerbaycan'da 106 bin, Kırgızistan'da 57 bin, Özbekistan'da 30 bin, Ukrayna'da 18 bin, Türkiye'de 200 bin, çeşitli ülkelerde 3000 olmak üzere 629 bin Ahıska Türkü yaşamaktadır.. Bunların sosyal, kültürel ve eğitimle ilgili pek çok problemleri mevcuttur. Bulundukları ülkelerde oluşturdukları kültür merkezlerinde Ahıskalılar kimliklerini koruma mücadelesi vermektedirler.Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan'da Ahıska Türklerinin kurduğu çok sayıda Türk Kültür Merkezinde bu çaba gösterilmektedir.Özbekistan'da bulunan Ahıskalılara ait kültür merkezi, Özbekistan Medeniyet Vakfı bünyesinde 1992 yılı başında "Türk Medeniyet Merkezi" adı ile kurulmuştur. Merkezin başında Dr. Ömer Salman bulunmaktadır. Kazakistan Ahıska Kültür Merkezi 1991 yılında Dr. Tevfik Kurdayev Haşimoğlu tarafından Almatı'da kurulmuştur. Merkezde Türkçe, din bilgisi gibi dersler verilmektedir. Ayrıca merkez, Türkiye'den Kazakistan'a giden Türk vatandaşlarına da kapılarını açmaktadırlar.Kırgızistan'da bulunan Ahıska Türkleri tarafından 1991 yılında kurulan Türk Medeniyet Merkezi'nin başında eski milletvekili İzzet Maksudov bulunmaktadır. Bu üç merkezin stratejik açıdan önemleri çok büyüktür. Türk, Kazak, Kırgız, Özbek kardeşlikleri arasında nifak tohumları ekmek isteyenlere karşı bu merkez mühim görevler üstlenebilecek yapılanmalar haline getirilebilir. Ahıska Türkleri'nin neden sürgüne tabi tutuldukları tam 47 yıl gizli tutuldu. Gerekçe olarak bu 47 yıl boyunca ileri sürülen ise yalnızca tahmin edilen, varsayılan gerekçelerdi... 1991 yılında sürgünle ilgili belgelerin önemli ölçüde yayınlanmasıyla konu açıklık kazandı. SSCB'nin Halk İçişleri Komiseri Gürcü asıllı Lavrentiy Beriya, savaş sebebiyle bütün yetkileri elinde toplayan Devlet Savunma Komitesi Başkanı Gürcü İ. V. Stalin'e gönderdiği teklif niteliğindeki mektubunda (24 Temmuz 1944) "Gürcistan SSC'nin Türkiye sınırlı bölgelerinde oturan Türk nüfusun önemli bir kısmı yıllardır Türkiye tarafındaki akrabalarıyla temas etmek suretiyle muhaceret eğilimi içerisinde olup, kaçakçılık yapmakta, Türk istihbarat organları için casus angaje etme kaynağı oluşturmakta ve eşkiyaya insan gücü temin etmektedir" diyerek, bu sebeple 16700 hanenin (86 bin kişilik nüfus, bazı kaynaklarda bu rakam 91 bin olarak ifade ediliyor, ayrıca 40 bin kişi de askerde) Ahıska bölgesinde Orta Asya'ya sürülmesini ve bunların yerine de Gürcistan'ın toprak sıkıntısı çekilen kazalarından 7000 Gürcü hanenin iskan edilmesini teklif ediyordu. Bu teklifini bir hafta sonrasında Stalin tarafından imzalanan yukarıda zikredilen tarih sayılı Devlet Savunma Komitesi Kararıyla da "sürgün" başlıyordu. İşin ilginç tarafı Beriya'nın hazırladığı gerekçeli teklif ile Stalin'in imzaladığı gerekçeli kararın aynı ifadelerden oluşmasıydı. Şüphesiz ki bütün bunlardan daha ilginç olanı gerek teklifte, gerek kararda yer alan iddiaların gerçek dışılığı ve ciddiyetten uzaklığıdır. Türk toplulukları içerisinde kendi yönetimi olmayan tek Türk topluluğu olan Ahıska Türkleri kendi okulları ve yayın organları yoktur. Yeni yeni kültür merkezleri, dernek veya cemiyet kurmaya başlamışlardır. Geniş bir alana sürüldükleri halde Türklüklerinden hiçbir şey kaybetmemişler, bugüne kadar Türk adını şan ve şerefle yaşatmışlardır. Dede Korkut Kitabı'nda "Ak-Sıka" (Ak Kale), 481 yılına ait kayıtlarda "Akesga" adlarıyla anılan eski Oğuzlar beldesi Ahıska, Gürcüce "Yeni Kale" anlamına gelen Ahal-Thise'nin Türkçe ve Farsça şekli olarak da yorumlanmaktadır. İslamın ilk fetihleri esnasında Hz. Osman'ın hilafetine rastlayan dönemde Şam valisi Muaviye'nin kumandanlarından Habib b. Mesleme tarafından ele geçirilen Ahıska, 1267-68 yıllarında da Moğolların hakimiyeti altına girmiş, daha sonraki yıllarda bölgenin yarı bağımsız valileri "Atabeğ"ler tarafından yönetilmiştir. Ahıska, Atabeğleri Lala Mustafa Paşa'nın, Çıldır Savaşı (1578) sonunda Osmanlı idaresine girdiler. Son atabek Minüçihr Osmanlı'ya bağlılığını bildirerek müslüman oldu ve Mustafa Paşa adını aldı. Bu tarihten sonra Ahıska yeni kurulan Çıldır eyaletinin merkezi haline getirildi ve tahriri yapıldı. Ancak, Çıldır'ın savaşlarda harap olması üzerine Ahıska eyalet oldu, bir ara Safevilerin de eline geçen şehir, 1635 yılında tekrar Osmanlı hakimiyetine girdi. 1828 yılında Rusların idaresine girinceye dek tam 250 yıl Osmanlının serhat şehri olarak kalan Ahıska Türkiye sınırlarından kopunca bu bölgede yaşayan Serhat Türklerinin kötü talihi de işlemeye başladı. 1853-1856 Osmanlı-Rus savaşı esnasında bir kısım Ahıskalı Osmanlı ordusuna yardımcı oldukları gerekçesiyle üzerlerinde yoğunlaşan baskılardan kaçarak Erzurum'a sığındılar. Yine bu savaş sonrasında Kars'ın Osmanlı sınırlarından koparılmasıyla Ahıska Türkiye sınırından bir hayli uzakta kaldı. Bu dönemde Kuzey Doğu Anadolu'dan Ahıska bölgesine doğru bir Ermeni göçü yaşandı.

Ahıska Türkleri’nden Gözdağı


Bursa’da Sürgüne Uğramış Ahıska Türkleri, Rusya ve Gürcistan hükümetlerine gözdağı verdi.Sürgüne Uğramış Ahıska Türkleri Haklarını Koruma Merkezi, Rusya’ya 1944, 1989 ve 2005 yıllarında halklarına yaptığı sürgün sebebiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) maddi ve manevi tazminat davası açtı. Değimenlikızık Mahallesi dernek binasında yapılan açıklamaya, Sürgüne Uğramış Ahıska Türkleri Haklarını Koruma Merkezi Başkanı Paşa Alihan ve Bursa’da yaşayan Ahıska Türkleri katıldı. Son 65 yıl içinde Ahıska Türklerinin Rusya’da 3 kez soykırıma maruz kaldığını belirten Alihan, haklarını aramak için her türlü hukuki yola başvuracaklarını söyledi. Bursa’da yaşayan Ahıskalıların örgütlenerek mücadelelerini daha da etkin hale getirdiklerini söyleyen Alihan, Gürcistan hükümetinin halkları için hiçbir şey yapmamasından da yakındı. 65 yıldır ellerinden alınan malların geri iadesi için Gürcistan ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurduklarını dile getiren Alihan, "1944 yılında yurdumuzdan sürgün edildiğimizi kabul eden Gürcistan Hükümeti aradan yıllar geçmesine rağmen hiçbir şey yapmamıştır. Avrupa Konseyi’nin gözünü boyamak için kanun çıkartarak zaman kazanmak istemiştir. Kafkasya’da yaşanan son olaylar, bizlerin seslerinin gür çıkması gerektirdiğini ortaya çıkardı. Sovyetler Birliği’nin mirasçısı olan Rusya, halklarımızın 65 yıldır haklarını ellerinden almıştır. Bu yüzden büyükelçilik nezdinde Rusya’ya dava açarak, hukuk mücadelemizi başlattık. Hak arama mücadelemiz hukuk yolunda devam edecektir" dedi. Yakın bir tarihte basın aracılığıyla bazı olayların yaşanacağını belirten Alihan, "Şimdi zamanı değil ama çok yakında bütün vatandaşlar ne yaptığımızı görecek. Bizi sürgüne uğratanlar yaptıklarına pişman olacak" şeklinde konuştu.

7 Eylül 2008 Pazar

ASLA VAZGEÇMEYİZ

Ahıska Vatan Toprağıdır.
İnsan herşeyden vazgeçer ama,
Vatanın topraklarından ve
Bayrağında asla vazgeçemez.
Bizler Ahıska Türkleri'nin cocukları olarak,
dedelerimize ve babalarımıza yapılan sürgünleri ve soykırımları
unutmayacağız.
Elimizden alınan altmış senedir hasretini çektiğimiz
Kutsal Topraklarımızdan da asla
vazgeçmeyeceğiz.

Bugünkü Ahıska


Ahıska adı, Ermeni, Gürcü, Rus ve Türk kaynaklarında (Ak-Sıka, Ak-Kale, Aksekga, Ahaltsihe, Akhalsikhe, Akal Kelek, Akal Kalak vb. şekillerde) görülmektedir. Tarih ve Coğrafi araştırmalarında Çıldır, Vilayet-i Gürcistan, Mesketi Ahıska Paşalığı diye bilinen bu bölge Çıldır yöresinden, Kür Nehrinin yukarı akarı ve Çoruh Çayı havzasından başlayarak, Meshet-Cavahet dağ silsilesi boyunca Borçalıya kadar uzanır.

Bu tarihi bölge, şimdiki Gürcistan Cumhuriyetinin Türkiye sınırında bulunan Ahıska, Adgen, Aspinza, Ahılkelek ve Bagdanovka ilçelerine ayrılmaktadır. Burası kuzeyde Borjama, güneyde Çıldır düzlüğüne, doğuda Borçalıya, batıda Acar topraklarına dayanır. Beş ilçeye ayrılan bu bölgenin yüzölçümü 6160 km2’dir. Toplam 220 köye sahiptir.

1. İklim: Deniz iklim karakterini gösterir. Yağmuru bol, kışları ılıktır. Yeşil Çam, Manulya, Okaliptos, Selvi, Tefne, Mersin... gibi çeşitli ağaçlarla süslenen dağların görünümü insana kuzey rüzgarlarından muhafazalı bulunan, bütün tepelerin o tepelerdeki ağaçların, denizin tatlı bir serinlikle ılık ılık esen rüzgarlarına aşık olduğu hissini verir.Yazın her taraf sıcaktır yağmur miktarları ise kışa nazaran oldukça azdır.

2. Dağları: Bu tarihi bölge küçük Kafkas’ın iki dağ silsilesine Meshet ve Cavahet sıra dağlarına sığınır.
a) Meshet Dağları: Dağlarının uzunluğu 130 km’ye varan Kür, Posaf Çoruh çayları boylarını kapsar. Ortalama yüksekliği ise 2850 m.dir.
b) Cavahet Dağları: Dağların uzunluğu 150 km.ye varan Kür, Posaf, Çoruh çayları boylarını kapsar. Ortalama yüksekliği ise 2850m.dir.

3. Ovaları:
Kura vadisinde Ahılkelek, Ahıska ovaları vardır. Ahılkelek ovası Türkiye sınırına yakındır. Ahıska düzlüğü ise Borjon boğazının başında ve aynı zamanda Acara suyu doğrultusuna giden Batum yolu ile Gümrü ve Ahılkelek’den gelen üç yolun kavşağında bulunduğundan önemi çoktur.

4. Nehirleri:
a) Yukarı ve Orta Kura: Çıldır dağlarından çıkan derinliği az çakallı bir yataktan akar. Ardahan’dan Ahılkelek yaylasına kadar uzun bir geçitten geçer. Soldan Ahıska’dan gelen Poshof suyunu aldıktan biraz sonra Bardom boğazından geçerek Kura ve Riyon havzalarını birbirine kaplayan şemendiferin geçit yeri olan Şuram’ı salonda bırakır. Curi kasabasından geçerek kuzeyinde Kafkaslardan gelen Arapva çayını alarak Tiflis’e gelir. Buradan sonra Kura nehri bozkırlardan geçerek Azerbaycan’ın Şirvan bölgesine girer.
b) Çoruh: Türkiye’nin sınırları içinde bulunan Dumlu dağından akan bu nehir Acar sınırına girdikten sonra sağdan Acaris kolunu alır, Batum’un güneyinde iki ağızla Karadeniz’e dökülü.

5. Karayolları: Acara vadisi-Ahıska yolu ile Ardahan’a Abastuman-Ahıska üzerinden Ardahan’a Bordom-Ahılkelek üzerinden Kars’a bağlanır. Bu yolların hepsinden araba geçer.

http://www.ahiskalilarvakfi.org/ adresinden alıntıdır
Ahıska adı, Ermeni, Gürcü, Rus ve Türk kaynaklarında (Ak-Sıka, Ak-Kale, Aksekga, Ahaltsihe, Akhalsikhe, Akal Kelek, Akal Kalak vb. şekillerde) görülmektedir. Tarih ve Coğrafi araştırmalarında Çıldır, Vilayet-i Gürcistan, Mesketi Ahıska Paşalığı diye bilinen bu bölge Çıldır yöresinden, Kür Nehrinin yukarı akarı ve Çoruh Çayı havzasından başlayarak, Meshet-Cavahet dağ silsilesi boyunca Borçalıya kadar uzanır.

Bu tarihi bölge, şimdiki Gürcistan Cumhuriyetinin Türkiye sınırında bulunan Ahıska, Adgen, Aspinza, Ahılkelek ve Bagdanovka ilçelerine ayrılmaktadır. Burası kuzeyde Borjama, güneyde Çıldır düzlüğüne, doğuda Borçalıya, batıda Acar topraklarına dayanır. Beş ilçeye ayrılan bu bölgenin yüzölçümü 6160 km2’dir. Toplam 220 köye sahiptir.

1. İklim: Deniz iklim karakterini gösterir. Yağmuru bol, kışları ılıktır. Yeşil Çam, Manulya, Okaliptos, Selvi, Tefne, Mersin... gibi çeşitli ağaçlarla süslenen dağların görünümü insana kuzey rüzgarlarından muhafazalı bulunan, bütün tepelerin o tepelerdeki ağaçların, denizin tatlı bir serinlikle ılık ılık esen rüzgarlarına aşık olduğu hissini verir.Yazın her taraf sıcaktır yağmur miktarları ise kışa nazaran oldukça azdır.

2. Dağları: Bu tarihi bölge küçük Kafkas’ın iki dağ silsilesine Meshet ve Cavahet sıra dağlarına sığınır.
a) Meshet Dağları: Dağlarının uzunluğu 130 km’ye varan Kür, Posaf Çoruh çayları boylarını kapsar. Ortalama yüksekliği ise 2850 m.dir.
b) Cavahet Dağları: Dağların uzunluğu 150 km.ye varan Kür, Posaf, Çoruh çayları boylarını kapsar. Ortalama yüksekliği ise 2850m.dir.

3. Ovaları:
Kura vadisinde Ahılkelek, Ahıska ovaları vardır. Ahılkelek ovası Türkiye sınırına yakındır. Ahıska düzlüğü ise Borjon boğazının başında ve aynı zamanda Acara suyu doğrultusuna giden Batum yolu ile Gümrü ve Ahılkelek’den gelen üç yolun kavşağında bulunduğundan önemi çoktur.

4. Nehirleri:
a) Yukarı ve Orta Kura: Çıldır dağlarından çıkan derinliği az çakallı bir yataktan akar. Ardahan’dan Ahılkelek yaylasına kadar uzun bir geçitten geçer. Soldan Ahıska’dan gelen Poshof suyunu aldıktan biraz sonra Bardom boğazından geçerek Kura ve Riyon havzalarını birbirine kaplayan şemendiferin geçit yeri olan Şuram’ı salonda bırakır. Curi kasabasından geçerek kuzeyinde Kafkaslardan gelen Arapva çayını alarak Tiflis’e gelir. Buradan sonra Kura nehri bozkırlardan geçeraek Azerbaycan’ın Şirvan bölgesine girer.
b) Çoruh: Türkiye’nin sınırları içinde bulunan Dumlu dağından akan bu nehir Acar sınırına girdikten sonra sağdan Acaris kolunu alır, Batum’un güneyinde iki ağızla Karadeniz’e dökülü.

5. Karayolları: Acara vadisi-Ahıska yolu ile Ardahan’a Abastuman-Ahıska üzerinden Ardahan’a Bordom-Ahılkelek üzerinden Kars’a bağlanır. Bu yolların hepsinden araba geçer.

Ahıska Türkleri Nazif Okumuş






Gürcistan seçimleri beklendiği gibi neticelendi ve Saakaşvili yeniden Cumhurbaşkanı seçildi. Kardeş, dost ve komşu ülkeye hayırlı olsun.
Ukrayna'da olduğu gibi, turuncu devrim denilen gösterilerin ardından işbaşına gelen Saakaşvili'nin bu dönemde meşgul olacağı işlerden biri de Ahıska Türklerinin durumu. Doğup yaşadıkları topraklardan, kendisi de Gürcü asıllı olan diktatör Stalin döneminde sürülen Ahıska Türkleri, Ukrayna'dan Orta Asya'nın her köşesine kadar dağıtıldılar. Yaklaşık 60 yıldır atayurtlarından uzaklaşan ve çok acılar çeken Ahıska Türkleri'nden kardeş olanlar bile ayrı bölgelere sürüldü. Kardeşin biri Kırgızistan'da yaşarken, diğeri Özbekistan'a yerleştirildi.
Böylesi acılarla yoğrularak Türkiye Türkçesi'ni de hiç unutmadan vatan hasretiyle yanıp tutuşan Ahıska Türkleri'nin yoğun isteklerine duyarsız kalamayan batının da talepleriyle, Gürcistan hükümeti, geri dönüş yasasını gündeme getirdi.
İnsan kasabı denilen Gürcü asıllı diktatör Stalin döneminde Kafkasya'yı Türkler'den arındırma projesi kapsamında yurtlarından edilen Ahıska Türkleri, farklı bir Gürcü lider olan Saakaşvili sayesinde vatanlarına kavuşabilecekler.

Yine sürgün yaşanmasın
Ancak, bu aşama görülüyor ki, bu süreç de çok sancılı geçecek. Tiflis hükümeti, çok insani ve doğru bir karar almasına rağmen, uygulamada derin yanlışlıklar yapabilecek. Ahıska Türkleri'ni, bizzat kendi yurtlarına yerleştirme yerine, Gürcistan'ın çeşitli bölgelerine dağıtarak, yine farklı bir politika geliştiriyor.
Tuzaklarla dolu bu duruma, Ahıska Türkleri de haklı olarak karşı çıkıyor. Saakaşvili'ye seslenerek "Stalin'in büyük sürgününü, siz de mini bir sürgünle devam ettirmeyin" diyor.
Ülkenin Ahılkelek bölgesinde yerleşmek isteyen Ahıska Türkleri'ne sahip çıkıp dost ve kardeşliğe yakışır şekilde Gürcistan ile temasları yoğunlaştırmak gerek. Acara ve Abhazya gibi özerk bölgelerdeki insanlarla kanbağına kadar dayanan akrabalıklarımız ile Borçalı Türkleri'nin varlığı, iki ülke için de kardeşlik adına şanstır.
Böylesine stratejik bir meseleyi Ankara ve Tiflis'in gözardı etmeyeceğine inanıyoruz. İnşallah yanılmayız.

AHISKALI TÜRKLER

Ahıska Bölgesi- Kitabi Dede Korkut’ta Ak-sıka adıyla anılan Ak kale anlamını taşıyan bugün ise Akhalthse, Meskhetya ve ya bizim bildiğimiz Ahıska bölgesi Gürcistan’ın Başkenti Tiflis’in 150 km batısında, Kars ilimize 150 km, Ardahan’a ise 60 km mesafede olan Türkiye’nin Kuzeydoğu sınırına sadece 12 km uzaklıkta bulunmaktadır.
Kısa Tarihçesi- Osmanlı döneminde (1578-1828) 250 yıl Çıldır eyaletine başkentlik yapmıştır. Bu erazi Kür nehrinden başlayarak Borçalı’ya kadar uzanmaktadır. Malum 1829 Edirne antlaşmasıyla Rusya sınırları içerisinde kalan Ahıska bölgesi 1921 Moskof antlaşmasıyla Sovyetler Birliği sınırları içerisinde Sovyet Gürcistan devletine bırakılmıştır.
Dili ve Kültürü- Bölgede yaşayan Ahıskalı Türk’lerin sürgün yıllarına kadar eğitim ve öğretim dilleri İstanbul Türkçesi veya Azeri Türkçesi olmuştur. Erzurum ve Ardahan yöresinin örf adeti, kültürü ve lehçesi ile hiç bir ayrıcalığı bulunmayan bu toplum, Türk ve Müslümandır.
Yayınları- 1930-1940 lı yıllarda Adıgön Kolhozçusu, Kızıl Rençber adlı gazeteler yayınlanmıştır. Sürgünle beraber yayından kalkan bu gazeteleri “ Vatan Aşkı”, “Ahıskanın sesi”, “Ahıskalının sesi” adlı gazeteler takip etmiştir. Devamında, “Ahıska”, “Bizim Ahıska”, “Ahıskalılar” gibi dergiler de yayınlamışlardır.
Sürgün- Eli silah tutan 40.000 Ahıskalı Türk gencin ikinci dünya savaşında olduğu bir dönemde, soğuk bir kış gecesinde, tam 63 yıl bundan önce, 31 Temmuz 1944 tarihli ve 6279 nu.lu Sovyetler Birliği devlet savunma komitesi tarafından alınan karara istinaden, 14 kasımı 15 Kasım’a bağlayan gece 1944 de, kadın, çocuk, yaşlı demeden hayvan taşınan vagonlara doldurularak Orta Asya (Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan) çöllerine sürgün edilmiştir. Resmi rakamlara göre sürgün edilen 86 bin Ahıska Türkünün 17 bini bir aylık yolculuk sırasında hayatını kaybetmiştir.
Sürgündeki yaşantı- Zalim stalinin ölümünden sonra askeri bir rejimden kurtulan Ahıskalı Türkler, 1960 yıllıların başlarında Azerbaycan’a ve Rusya’nın Kuzey Kafkasya bölgelerine göç etmişlerdir. Ardından, 1989 Yılında Özbekistan’ın Fergane vadisindeki yaşanan tatsız olaydan sonra Eski Sovyetler birliğinin binlerce noktasına dağılan Ahıskalı Türkler umutsuz bir duruma düştüler.
Rusyanın Krosnodar bölgesine mecburi göç eden 15 000’e yakın Ahıskalı Türk’üne oturma izni vermeyen Rus Yönetimine inad, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) maksatlı ve ilerideki yapacağı bir planın parçası olmak için, çaresiz Ahıskalı Türkleri ülkesine göçmen olarak aldı.
Bulundukları ülkelerde geçim sıkıntısı çeken ve çareyi Türkiye ‘ye göç etmekte gören 50 000 bine yakın Ahıskalı Türk Türkiye’nin çeşitli (Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Konya, Denizli, Antalya ve diğer) şehirlerine yerleşmişlerdir.
Teşkilatlanmalar- 63 yıldır Vatana Dönme mücadelesi veren yarım milyona yakın Ahıskalı Türk’leri bulundukları ülkelerde kendi Cemiyet, Dernek ve Federasyon’larını kurmuşlardır. Büyük azimle çalışan bu teşkilatlar son zamanlar, hedeflerine yaklaşma şansı buldular.
Son gelişme- 1999 yılında Avrupa konseyine üye olmak isteyen Gürcistan Devleti karşısında, Sürgüne maruz kalmış halkların vatanlarına dönmeleri için gereken hukuki işlemleri yapma şartı konuldu. Bu şartı yerine getirme taahhüdünde bulunan Gürcistan Devleti 11 Temmuz 2007 tarihinde, hazırlanmış yasa meclise getirildi. Gürcistan Millet Meclisinde üçüncü okunuşta “XX Yüzyılın 40’lı Yıllarında Sovyetler Tarafından Gürcistan’dan Sürülen Şahısların Geri Dönmesi Hakkında” kanunu kabul etti. (Kanun maddelerindeki sıkıntılarla ilgili daha geniş bilgi sitemizde mevcuttur.) Bu Kanunun çıkarılmasında emeği geçen Gürcistan Parlamentosu ve Hükümetine ve emeği geçen her kese minnettarlığımızı bildiriyoruz.



alıntıdır http://www.ahiskali.com/